Özel hâller saklı kalmak üzere, sulh ceza hakimliğinin veya ağır ceza mahkemelerinin görevleri dışında kalan dava ve işlere asliye ceza mahkemelerince bakılır,
10 yıl veya daha az hapis cezası gerektiren dava ve işler,
10 yıllık sınırın tespitinde ise ağırlaştırıcı veya hafifletici nedenler gözetilmeksizin kanunda yer alan suçun cezasının üst sınırı dikkate alınır.
Yargılama sürecinin en iyi şekilde takip edilebilmesi ve hak kaybı yaşanmaması için yasal mevzuatların güncel takibi gerekmekte olup sürecin doğru bir şekilde yönetilmesi için Avukat aracılığıyla hukuki destek alınması tavsiye edilir.
Kanunlar ile özel bir düzenleme olmadığı müddetçe,
Türk Ceza Kanununun İkinci Kitap Dördüncü Kısmının Dört, Beş, Altı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar, (318, 319, 324, 325 ve 332’nci maddeler hariç olmak üzere)
Terörle Mücadele Kanununun kapsamına giren suçlar dolayısıyla açılan davalar ile ağırlaştırılmış müebbet hapis, müebbet hapis ve on yıldan fazla hapis cezalarını gerektiren suçlar da ağır ceza mahkemesinde görülür.
10 yıllık sınırın tespitinde ise ağırlaştırıcı veya hafifletici nedenler gözetilmeksizin kanunda yer alan suçun cezasının üst sınırı dikkate alınır.
Yargılama sürecinin en iyi şekilde takip edilebilmesi ve hak kaybı yaşanmaması için yasal mevzuatların güncel takibi gerekmekte olup sürecin doğru bir şekilde yönetilmesi için Avukat aracılığıyla hukuki destek alınması tavsiye edilir.
Eşlerin birbirlerine karşı talep edebilecekleri alacaklardan olan Katkı Payı Alacağı ve Artık Değere Katılma Alacağı ilgili taleplerin niteliği bakımından 6100 sayılı HMK’nun 107. Maddesi uyarınca belirsiz alacak olduğu ve her ikisinin de davanın açıldığı tarihte miktarı yahut değeri tam ve kesin olarak belirlenemeyen, belirlenmesi davacıdan beklenemeyen veya bunun imkansız olduğu, ancak karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın tam ve kesin olarak belirlenebilmesi mümkün olduğu hallerde adı anılan yasa uyarınca belirsiz alacak davasına konu olabileceğine ilişkin Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin kararı bulunmakta olup somut duruma göre her iki talebin de belirsiz alacak olarak talep edilebilmesi mümkündür.
Boşanan veya boşanma sürecinde olan eşlerin taleplerine göre birbirlerine karşı açabileceği çeşitli davalar bulunmaktadır. Öncelikle hangi taleplerde bulunulacağının doğru bir şekilde tespit edilmesi gerekir. Hak kaybına uğramamak ve bu taleplerin analizinin sağlıklı bir şekilde yapılabilmesi için alanında uzman avukatlara danışılmasında fayda vardır. Açılabilecek davalara ve istenebilecek taleplere gelirsek bunlar;
Bunlara ek olarak;
Yukarıda görüldüğü üzere açılabilecek davalar ve talep edilebilecek haklar çok çeşitli olup önemli olan hangi yolun izlenecek olmasıdır.